SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENAZELER BAHSİ

<< 922 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

10 - (922) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة، وابن نمير، وإسحاق بن إبراهيم. كلهم عن ابن عيينة. قال ابن نمير. حدثنا سفيان عن ابن أبي نجيح، عن أبيه، عن عبيد بن عمير. قال: قالت أم سلمة:

 لما مات أبو سلمة قلت: غريب وفي أرض غربة. لأبكينه بكاء يتحدث عنه. فكنت قد تهيأت للبكاء عليه. إذ أقبلت امرأة من الصعيد تريد أن تسعدني. فاستقبلها رسول الله صلى الله عليه وسلم وقال: "أتريدين أن تدخلي الشيطان بيتا أخرجه الله منه ؟" مرتين. فكففت عن البكاء فلم أبك.

 

[ش (غريب وفي أرض غربة) معناه أنه من أهل مكة، ومات بالمدينة. (من الصعيد) المراد بالصعيد، هنا، عوالي المدينة. وأصل الصعيد ما كان على وجه الأرض. (تسعدني) أي تساعدني في البكاء والنوح].

 

{10}

Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe ile ibni Numeyr ve İshâk b. İbrahim hep birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. îbni Numeyr dediki: Bize Süfyân, ibni Ebi Necîh'den, o da babasından, o da Ubeyd b. Umeyr'den naklen rivayet etti Ubeyd şöyle demiş. Ümmü Seleme dedi ki:

 

Ebû Seleme vefat edince, ben garîb hemde gurbet elde ölen bir garib! Ona öyle bir ağlıyayım ki, dillere destan olsun, dedim. Tam ona ağlamak için hazırlanmıştım ki, birden bire Saîd'den bir kadın çıka geldi. Bana yardım etmek istiyordu. Hemen kendisini Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) karşıladı ve:

 

«Sen şeytanı, Allah'ın çıkardığı eve tekrar sokmak mı istiyorsun?» buyurdu. Bunu iki defa tekrarladı. Artık bende ağlamaktan vazgeçtim ve ağlamadım.

 

 

İzah:

Hz. Ümmü Seleme, «garip hem de gurbet elde ölen bir garib!» sözü ile vei'ât eden kocasının aslen Mekke'li olduğunu ve oraya nispetle gurbet diyarı sayılan Medine'de vefat ettiğini anlatmak istemiştir.

 

Said: Medine'nin etrafındaki yüksek yerlerdir. Esâs itibâri üe bu kelime: «Yer yüzüne çıkan şey» mânâsına gelir.

 

Ümmü Seleme (Radiyallahu anh) «Bana yardım etmek istiyordu.» sözü ile de. Ağlamak ve feryâd-ü figânda bulunmak hususunda benimle beraber olmak istiyordu, mânâsını kastetmişdir.

 

Dârakutni 'nin tahric ettiği bir hadisde: «Garib olarak ölen biı kimse şehittir.» buyurulmuştur. Dârakutni bu hadisin sahîh olduğunu söylemiştir.